Siyasette her kademede ortak sorumluluk söz konusudur. Partilerde liderler ve onlarla birlikte yönetimde bulunanlar, ortak bir sorumluluğu üzerlerinde taşırlar. Hükümetlerde bakanlar ortak sorumluluk paylaşırlar. İşler iyi gittiğinde daha az kişi bu durumdan yararlansa bile, işler kötüye gitmeye başladığında, sorumluluk, partilerde yönetim kademesinde yer alanlar, hükümette de bakanlar üzerinde kalır…
En son örneğini İngiltere’de gördük: Kötü gidişi gören bakanlar ve parti kademesinden insanlar rahatsızlıklarını istifaya çevirerek başbakanın görevi bırakmasını sağladılar…
Bunu yapmasalar -yapamasalar- son seçimden beklenmeyen bir başarıyla çıkmış partilerine zarar verecekleri bilinciyle…
O başarıyı büyük çapta başbakana borçlu oldukları halde…
Ülkemizde işler bir süredir iyi gitmiyor. Ekonomi başta olmak üzere hayati hemen her alanda geniş kitleleri rahatsız eden gelişmeler yaşanıyor. İktidarda 20 yılını doldurmaya az kalmış ve o kadar yıl boyunca kim bilir kaç kez seçimlerden başarıyla çıkmış bir parti var ve o da iktidarının ilk on yılında yaptıkları dışında övünülecek konu bulmakta zorlanıyor.
Ancak böyle durumlarda demokratik ülkelerde karşılaşılan türden, partiden ve hükümetten -bu arada kendisine destek veren küçük ortağın saflarından da- gidişatla ilgili itiraz anlamına gelecek çıkışlarla karşılaşılmıyor.