Her gün YouTube’da karşıma küçüklü-büyüklü şirketlerimizin başarı öykülerini anlatan videolar çıkıyor ve ben de koltuğa kurulup onları gururla izliyorum.
Kimi bir köftecinin başarı öyküsü oluyor bu izlediğimin, kimi de büyük bir holdingin sıfırdan uluslararası bir dev haline nasıl dönüştüğünü sergiliyor…
Ülke ekonomik kriz içerisinde ve insanlar geleceğe dair umutlarını yitirmiş durumdalar ya -böylelerinin arasında ben de varım-, esnafın, tüccarın, sanayicinin içte-dışta meydana getirdikleri değer, ne yapayım, yüreğimi ısıtıyor.
Siyasetin beceremediğini iş insanlarımız yapıyor: Ülkeye güveni tazeliyorlar…
Dün yine böyle gururlandığım bir gündü. Televizyonu kapattım ve posta kutuma düşen dijital mesajlara göz attım.
Yıllar öncesinden -ama uzaktan- tanıdığım bir uluslararası holding yöneticisinin, 27 yılın 25 yılında en tepe yönetici olarak yaşadığı sorumluluğun ardından, yine aynı holding içerisinde bir yan kuruluşun başına geçtiği haberini taşıyordu bir mesaj…