Bu yazıda sözünü edeceğim kişiyi aslında artık siyaseti yakından izleyen herkes tanıyor. Günlerdir onun isminin geçtiği haberler ve yazılar okunuyor, televizyon tartışmalarında sürekli o kişinin odağı olduğu olay hakkında konuşuluyor.
İsmi biliniyor, ama ben bu yazıda kendisinden ‘ismi lazım değil’ diye söz edeceğim.
Sebebi çok basit: İsmi lazım olmayan kişi bir ‘prototip’; aslında ortalıkta onun gibilerden hayli fazla kişi bulunduğunu sanıyorum.
Ülke seçime doğru giderken, CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yakın biri, vaktiyle AK Parti içersinde bulunmuş bir genç kadının CHP’de görev almak istediğini duyurmuş. Ondan hem genelde hem de bir il özelinde yararlanılabileceğini de söyleyerek… İki seçim turu arasında Zafer Partisi lideri ile destek karşılığı bakanlıklar pazarlığı yaptığı sonradan ortaya çıkan Kılıçdaroğlu, tavsiye edilen kadını kendisine ‘danışman’ olarak atamış…
Benim ‘ismi lazım değil’ dediğim kişi işte o genç kadın.
Atanma sürecinin bir üstteki paragrafta olduğu gibi gerçekleştiğini olay ortaya çıktığında Kılıçdaroğlu’nun kendisi açıkladı. Açıklama doğruları yansıtmıyorsa ben CHP genel başkanının yalancısıyım.