Bu bayram terörde hayatlarını kaybedenlere çok üzüldük de, üzüntülerimize üzüntü katan bir gelişme de hacda yaşandı: Mekke’de meydana gelen vahim olayda yüzlerce insan hayatını kaybetti.
Suudi Arabistan’dan önce “kader” tespiti eşliğinde yatıştırıcı sesler yükseldi, ardından tahta yeni geçen Kral Selman’ın olaydan sorumlu tuttuğu 3 yetkiliyi görevden aldığı duyuldu.
Artık krallar bile yanlışların üstünü kapatamıyor, sorumluları koruyamıyor.
“Kader” sözcüğünün ülkemize yansıması çok olumsuz. Daha önce yanlış kullanıma giren “fıtrat” sözcüğü de başka yönlere çekilerek anlamından farklı yorumlanmıştı; şimdi de “kader” sözcüğü sanki ölümleri -veya yanlış eylemleri- mazur göstermek amacıyla kullanılıyormuş gibi değerlendiriliyor.
Oysa, “kader”, meydana gelen yanlışı olmamış saydırmanın formülü değildir; tam tersine, kâinatta olan her şey belli bir “kadere” bağlı olarak meydana gelir, ama olanda bir yanlışlık varsa, hele bir de suç işlenmişse, “kader” tesellisi olaydaki sorumluluğu ortadan kaldırmaz.