AK Parti’ye yakın bazı kalemlerin “Oylar düşüyor galiba, koalisyona mı mahkûm olacağız yoksa” diye özetlenebilecek tespitlerini bir tür “taktik” olarak gören yorumcular var. Onlara göre, bu yazılar, AK Parti tabanına “Tamam, hatalarımız var, ama mesajınızı aldık; sandığa gitmez veya gidip oyunuzu farklı partilere verirseniz, ülkeyi koalisyona mahkûm eder, bütün kazanımlarınızı kaybedersiniz” uyarısında bulunmak için yazılıyor.
Olabilir mi?
Elbette olabilir, ancak seçmen böyle uyarıların ne anlama geldiğini hemen fark eder; kararını vermişse döneceğini de sanmam.
Anavatan Partisi, iktidarının 5. yılına henüz kavuşmuşken (1989) ilk yerel seçimde tökezlemişti. Elinde tuttuğu İstanbul, Ankara ve İzmir’in belediye başkanlıklarının hepsini kaybettiği ciddi bir tökezlemeydi bu.
Turgut Özal, seçim sonuçları belli olduğunda, “Halkımızın bize ceza vereceği belliydi; ama bu kadarını beklemiyorduk; kantarın topu kaçtı” demişti.
Bir sonraki genel seçimde (1991) ise iktidardan düştü ANAP...
Ceza vermeye karar vermişse millet, kimsenin gözünün yaşına bakmaz...
Öyle bir hava var mı bugün?
AK Parti bu seçimden de diğer partilerin önünde çıkacağı görüntüsünü veriyor. Mitingleri kalabalık, katılanlar fazlasıyla coşkulu. Rehavetten söz ediliyor, ama bizzat gözlemleyebildiğim veya haber alabildiğim kentlerde parti örgütü gece gündüz demeden çalışıyor; adayların parlak olmadığı veya beğenilmediği illerde bile...