Şu günlerde üzerinde en çok düşündüğüm konu ne, biliyor musunuz?
ABD başkanı Donald Trump‘ın geleceği…
Yazımı hemen burasında bırakıp gitmeyin canım; başlıktan da anlayacağınız üzere, konunun bize dönük yönleri de var…
Trump ABD’nin sistemine çomak sokan farklı başkanlardan… John F. Kennedy de öyleydi, öldürüldü. Barack Obama‘nın da farklı olacağı düşünülürdü, o kendisinden beklendiği gibi davranmadı. Trump ise deli-dolu gidiyor ve durumu beni onun namına endişelendiriyor…
Kennedy farklıydı, kendisine kadar gelen başkanlar Protestan geleneğini temsil ederken, o Katolik’ti. Obama da farklıydı, çünkü ona kadar gelen başkanların hepsi beyaz iken, onun derisi siyahtı. Trump da siyasetten gelmeyen biri olarak önceki başkanlardan ayrılıyor.
Konuya ilgi duymamın sebebi, geçen hafta elime geçen eski bir roman. Hayatının önemli bölümünü CIA’de ‘007’ türü bir ajan olarak geçirmiş Charles McCarry‘nin emeklilik sonrası yazdığı ‘The Tears of Autumn’ (Sonbaharın Gözyaşları) adlı romanını okudum.