Gazetecilik kolay bir meslek değildir de, en zor iş, bir partiyle organik bağ içerisinde bulunan bir gazeteyi yönetmektir.
Başımdan geçtiği için bu gerçeği ilk elden bilirim.
Uzun yıllar önce bir partinin yayın organı olarak bilinen bir gazetede yayın yönetmenliği yapmıştım. 12 Eylül (1980) askeri darbesi sonrası, askerler, başka parti liderleriyle birlikte yönettiğim gazetenin ilgi duyduğu partinin yöneticilerini de siyasi yasaklı hale getirmişlerdi.
Süleyman Demirel’den ismiyle değil de ancak “Bir bilen” diye söz edilebilen o dönemde beni göreve getiren liderden de ismiyle söz etmek yasal açıdan mümkün değildi. Darbe sonrasında kapatılan partiden de…
Gazetenin başında kaldığım o birkaç ay boyunca çektiğim sıkıntıyı hiç unutmadım.
Pek çok gazetenin yöneticisi benim uzun yıllar önce başıma gelenleri günümüzde yaşıyor.