Bir ara fırsat düştüğünde yazmıştım, ama yeniden anlatmakta hiçbir mahzur yok.
Olay bir gazete idarehanesinde geçiyor. Ben de o sırada “Hayırlı olsun” demeye giden misafir olarak oradayım. Sadece kısıtlı bir alanda yayın yapan ve meslek jargonunda ‘reklam gazetesi’ olarak anılan mevkuteyi satın almış olan patronun yanına gençten biri geliyor. Kendisini gazetenin birinci sayfasını ve siyasi haberleri hazırlayan kişi olarak tanıtıyor.
Patron ile o gazeteci arasında şöyle bir konuşma geçiyor:
“Efendim hayırlı olsun. Bundan sonra gazeteyi nasıl çıkarmamı istersiniz? Hangi haberleri nasıl göreceğimiz konusunda talimatlarınızı almaya geldim.”
Şaşıran yeni patron bir süre ne diyeceğini bilemiyor; sonra “Bugüne kadar ne yapıyor idiyseniz öyle yapmaya devam edin” diyerek çalışana teşekkür ediyor…
Ertesi günden başlayarak gazetenin manşetleri ve haberleri yeni patronun kimliğine uygun bir değişikliğe uğruyor.