Covid-19’un dünyanın tanıştığı önceki salgınlardan farklı olacağı daha ilk günden belliydi de, ciddiyetini anlamakta zorlanmayan bilim insanlarından etkilerinin bu denli uzun zamana yayılacağını öngörebilen pek yoktu.
İlk vakanın görüldüğü günden bu yana neredeyse iki yıl geçti, arada evlere kapandık, kapatıldık; buna rağmen salgından hayatını kaybedenlerin sayılarında fazla bir düşüş yaşanmadığı gibi vakalar da göz korkutuyor.
Bireysel olarak ne yapmamız gerektiğini biliyoruz: Maske, mesafe ve temizlik…
Salgınla devletler adına kitlesel mücadelenin ise yalnızca iki yöntemi var: Tam kapanma ve aşı…
Erişilmesi güç, yabancıların rağbet etmediği yerler ile kendini dünyaya kolay kapatabilen ada ülkeleri salgından az etkilendi. Bir ada ülkesi olan Yeni Zelanda bir tek yeni vaka ortaya çıktı diye şu yakınlarda yeniden tam kapanmaya gitti.
Aşıların da etkisinin sınırlı olduğu yeni yeni anlaşılıyor. Çin aşısı diye bilinen ‘Sinovac’ sınıfta kaldı. Diğer aşılar salgının yeni varyasyonlarına karşı daha az etkili; tedbir olarak gücü artırılmış (booster) aşı tavsiye ediliyor. Ancak yine de, klinik araştırmalar, aşılanmayanların aşılananlardan 11 defa daha fazla ölüm tehdidine maruz olduklarını gösteriyor.