Seçim yeri İstanbul, ama adayların biri Karadeniz kıyılarını dolaşıyor, diğeri Diyarbakır’a, Sivas’a uzanıyor. Adaylar, seçmen karşısına çıktıklarında ve medyaya görüş açıklarken, talip oldukları koltuk bir ilin yöneticiliğini değil de ülkenin bütününü yönetmeyi getirecek gibi konuşuyor.
En son televizyonda siyasi münazara konusu bile bu görüntüyü pekiştirdi. Hepimiz -ben dahil- ikilinin karşı karşıya gelme niyetlerini geçmişin liderler arası atışmaları ve hatta ABD’deki başkanlık seçimleri ile mukayese ettik.
[Yeni Şafak’tan Mehmet Acet, bugün, AK Parti’deki kaynaklarından aldığını söylediği şu bilgiyi veriyor: “Bu karşılaşmada, ABD’deki Başkanlık seçimlerinde uygulanan yöntem baz alınacak. / İki adaya da aynı soruların sorulduğu, eşit sürenin tanındığı, kuralları önceden belirlenmiş bir format.”]
Algı gerçeğin yerini aldı
“Neden bu?” diye düşünmeye başladığımda şu sonuca vardım: Galiba İstanbul seçimi ülkeye kaybettiğimizi yeni yeni idrak etmekte olduğumuz bir boşluğu hatırlattı: Başbakanlığı…