ABD’de seçim kampanyalarını izlerken, adayların kendilerini ve yapacaklarını anlatmaktan ziyade, rakiplerine neden oy verilmemesi gerektiği üzerine yoğunlaştıkları dikkatimi çekmişti.
Rakiplerine aşağılayıcı isimler takmaktan tutun, asker kaçağı olduğunu ileri sürmeye, gönül ilişkileri bulunduğunu ima etmeye kadar bir dizi iddia…
Orada adaylar televizyonlarda bireysel olarak da tanıtıcı reklamlar yapabiliyor ve çoğu da reklam videosunu rakibi aleyhine iddialar için kullanıyor.
Başkan adaylarının sağlık durumları da kullanılan malzemeler arasında.
‘Çakma haber’ deyiminin henüz keşfedilmediği o dönemde, rakipler hakkında kullanılan olumsuz bilgilerin büyük çoğunluğu çakmaydı.
Videolarda ortaya atılan, TV reklamlarından duyurulan çakma bilgilerin üzerine bazı medya organları da atlıyor ve gerçek ortaya çıkana kadar yalan dünyayı dolaşmış, bu arada seçim de yapılmış oluyordu.