Babamın her sabah ilk işi duvardaki takvimden bir yaprak koparmaktı.
Dijital çağında, ‘takvim’ denildiğinde akıllarına akıllı telefonlarının ekranına bakmak gelen nesillerin yukarıdaki cümleme bir anlam veremeyeceklerinin bilincindeyim.
O halde açıklayayım: Akıllı telefonlardan ve internetten önce, evlere, her yılbaşına doğru, her günün ayrı bir yaprak ve her yaprağın üstünde de günün tarihi yanında aynı tarihte daha önce yaşanmış önemli olaylar ile özlü bir sözün de bulunduğu duvar takvimleri satın alınırdı.
En bilineni ve bizim ev için de tercih edileni Saatli Maarif Takvimi’ydi.
Her gün koparılan yaprakları sebebiyle takvimin incelmesinden o yılın sonuna yaklaşıldığı anlaşılırdı.
Günler müthiş yavaş geçer, yıl bir türlü bitmez gibi gelirdi o ilk gençlik dönemimde.