İleride, uzun yıllar sonra, içerisinde bulunduğumuz 21 yıllık AK Parti dönemini ilgi alanı olarak seçip değerlendirecek tarihçiler, dönemin başarıları-başarısızlıkları konusunda ulaşacakları yazılı-sözlü malzemelerle baş etmekte zorlanacaklar; bundan hiç kuşkum yok.
Tarihin ilk yazıcıları sayılan günümüzün siyasi yorumcularının bir bölümüne göre iktidarın ‘başarı’ hanesine yazılan politikalar, bir başka grup yorumcuya ‘başarısız’ görülebiliyor çünkü.
Geleceğin tarihçisinin işi zor: Tarihin hiçbir döneminde olmayan bollukta yazılı-sözlü malzeme ellerinde olacak, ancak o malzemelerden sağlıklı bir değerlendirmeye varmaları hiç de kolay olmayacak.
Hem onlara -geleceğin tarihçilerine- yardımcı olmak hem de günümüzü anlamaya katkıda bulunmak için, iki tarafın da üzerinde uzlaşacaklarını sandığım bir çıkarımım olacak: AK Parti dönemine kişisel damgasını vurmuş olan, ilk dönemin başbakanı, son dönemin de cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisinin 21 yıllık iktidarında, Türk siyasi hayatının yerleşik parametrelerini köklü biçimde değiştirmeyi başardı.
Bugün AK Parti ile MHP özde ve sözde birlik ve beraberlik içerisinde; bu ilk kez oluyor…
Zorunlu bir evlilik durumu bu onlar için…