Dünün dünya kupası ilk turunun son karşılaşması olan Arjantin-Polonya maçının bitmesine yakın tuhaf bir duruma tanıklık ettim. İki golle önde olan Arjantin bir üst tura çıkmayı böylece garantilediği halde karşı kaleye hücumlarını artırdı; buna karşılık aynı amaca kilitlenmesi gereken iddialı Polonya takımı maçı dengelemeyi bıraktı, bütünüyle savunmaya geçti.
Futbolun bütün kurallarının aksine…
Normalde önde olan ve amacına eren takım maçın sonuna doğru durumunu koruyabilmek için Polonya gibi davranır; buna karşılık geride olan ve yenilmeye yüz tutan takım ise Arjantin gibi…
Hatta oyun, yenilmeye yüz tutan takımın geriye dönüş çabası yüzünden sertleşir de… Dün akşamki maçın son bölümünde ise, aslında futbolcuları sertlikleriyle ünlü Polonya, dünyanın en nazik, en sportmen takımı haline dönüştü.
Peki de neden böyle bir tuhaflık yaşandı maçta?
Basit bir sebepten: Polonya takımının, aynı anda yapılan paralel maçta Suudi Arabistan ile karşılaşan, aynı grubun bir başka takımı olan Meksika ile, bir üst tura çıkmak için gerekli olan bütün değerleri -puanları, attıkları ve yedikleri goller- eşitti; aralarındaki tek fark, turnuva boyunca oynanan maçlarda oyuncularının hakemlerden gördükleri sarı kart sayısıydı.