Hani Güneydoğu ve Doğu için ne isteniyorsa, aynı şeyler Ege için de, Trakya için de, Karadeniz için de isteniyordu?
Birkaç ilçede birileri hendek kazdı diye bölgeler arası özelliklerin birbirinden ayrışması mı gerekti?
Yoksa bunu sağlayan, sınırın hemen öte yakasında, Kobani’de yaşanan gelişmeler mi?
Sırf empati yapmak için kendimi, “hendek” muamelesine tabi tutulan ilçelerde yaşayan, hendek kazıp başında nöbet tutan gençlerle aynı özellikleri taşıyan biri olarak tasavvur ediyorum, bir anlığına...
Herhalde ben de ailemin yüzlerce yıldır mekân tuttuğu o ilçeden kaçanlar kervanına katılırdım.
Kendimi elinde silah tuttuğu için üzerimde hâkimiyet kuracağını düşünen üç-beş kişinin insafına bırakacak değilim ya...
Dünya eline silah geçirenin kendini “devrimci” olarak tanımladığı, “devrimci”olununca her türlü baskıcı uygulamanın meşru karşılandığı dönemler yaşadı. Kamboçya’da yaşadı, Arnavutluk’ta yaşadı...
Sovyetler Birliği ve Çin tarafından “devrimcilere” sağlanan silahlar sayesinde...
Pol Pot Kamboçya’da, Enver Hoca Arnavutluk’ta o sayede iktidar oldu. Pol Pot’un 4 yıllık (1975-1979) iktidarında Kamboçya nüfusu dörtte bir azaldı; ölümle sonuçlanan tasfiyeler yüzünden... Kızıl Kmerler işgal ettikleri tapınakları eğitim amacıyla kullandılar; gözlük takan Kamboçyalılar, muhtemelen yasak kitap okudukları ithamıyla, idam edildi.