Okurlardan biri yazıma yorum niyetine kısa bir not yazmış, “Her gün siyaset yazmaktan bıkmadınız mı, yazılacak o kadar çok başka konu varken” diyor…
Yaptığımın bıkılacak bir iş olduğunun ben de farkındayım; başka bir tarihi zamanda, farklı bir ortamda yaşıyor olsaydım ve kendime yazarlık mesleğini seçseydim, herhalde en uzak duracağım konular siyasetle ilgili konular olurdu.
Dostlarım ve eski okurlarım bilir, birbirine bağlı entrikalar örgüsü bulunan gerilim-polisiye türü romanlar yazmayı uzun yıllar önce kafaya koymuştum. Agatha Christie veya Ahmet Ümit tarzı değil, Robert Ludlum ve Frederick Forsyth türü romanlar…
Ülkemizde her gün yaşananların yazılacak entrikalı romanlarda anlatılacaklardan çok daha gerilimli ve benim baktığım yakınlıktan bakan biri açısından da heyecan verici olduğunu keşfetmem fazla zaman almadı.
Öylece gitti benim gerilim romanı yazma hevesim…
İnanır mısınız, bu gerçek beni özendiğim türden romanlardan da uzaklaştırdı, akıllıca yazılmış cinayet romanlarını diğerlerine tercih etmeye başladım.