Bir insanı başkalarına zarar vermekten, kişileri tahkir ve tezyif etmekten, ulu orta yalan söylemekten uzak tutan nedir?
Eğer bu insan dindar biri ise sorunun cevabını biliyoruz: Allah korkusu ve öteki dünya inancı… Bu dünyada yaptıklarından kendisini yaratan tarafından hesaba çekileceği bir öte dünya olduğuna inanan kişi ‘kul hakkı’ endişesi taşır ve yanlışlıklardan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışır.
‘Dindar’ olmayan birini de frenleyen dış ve iç mekanizmalar vardır. Yaptığı yasalara aykırı bir eylem ise kanunun yakasına yapışacağı endişesi ya da en basitinden çevresinden, ailesinin bireylerinden gelecek tepki ve herkeste bulunan ‘utanma’ duygusu insanı başkalarının ‘yanlış’ bulacağı söylem ve eylemlerden uzak tutar.
Tutması gerekir…
Peki öyleyse neden dindarlar ile dindar olmasa bile iyi insan olarak bilinenlerin içerisinde yer aldığı siyaset dünyasında bol miktarda yanlışlar yapılabiliyor?
‘Hakikat-ötesi’ ortamı yaygınlaşıyor