İlk gençliğimden mısraları aklımda kalmış Orhan Veli tarzı kısa bir şiir var, fakat araştırma yaptığım halde şairini tam tespit edemedim.
Aktarayım:
“Kaşın şifre / Gözün şifre / Gülmen konuşman şifre / Yaradan şifreli yaratmış, // Seni çözmek için / Şifre müdürü mü olmalı?”
Bu şiiri bugünlerde aklıma getiren pek çok açıklamayla karşılaşıyorum.
Neredeyse herkes şifreli konuşuyor ve benim hemen hemen bütün günüm birbiri ardına gelen açıklamalardaki şifreleri çözmeye çalışmakla geçiyor. İşin kötü tarafı, gri beyin hücrelerini çalıştırarak yaptığım zihinsel çabanın sonucunda, şifreyi çözüp çözemediğimi bilmekte de zorlanıyorum.
Son şifreli konuşma hiç beklenmeyen yerden -ve kişiden- geldi.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) başkanı Muharrem Akkaya’dan…
Hukukçular genellikle kitabi konuşurlar. Önlerinde kendilerine rehberlik edecek yazılı metinler -anayasa ve yasalar- vardır ve onlar da o metinlere bağlı kalarak yorumda bulunurlar. Yargıçsalar, vardıkları sonucu karara dönüştürdüklerinde, yazdıkları metni ilk mektep eğitiminden ötesini görmemişlerin bile anlaması beklenir.
Oysa YSK başkanı hayli şifreli konuşmuş…
Türkçe de yayınlanan Alman Deutsche Welle (DW) haber sitesinden Alican Uludağ’ın, 2023 yılında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhur İttifakı’nı oluşturan iki parti tarafından adaylığı düşünülen Tayyip Erdoğan’ın yeniden aday olup olamayacağı hakkındaki sorularını cevaplamış Muharrem Bey.
Önce “Önümüze gelebilecek bir konuda hukuki değerlendirme yapamam; somut bir şey söylemem mümkün değil; ihsas-ı rey olur” dedikten sonra sözlerine şunları eklemiş:
“Ancak ben kendime göre bir çalışma yaptırdım. Kurul üyeleriyle paylaşmadım. Konu YSK önüne gelir gelmez, bakacağız. Belki aday olmaz, belki başka bir şey olur… Cumhurbaşkanı, resmen adaylığa başvurmadan bu konuyu değerlendiremiyoruz.”
Gazeteci bu, Alican Uludağ “Bir kanaatiniz yok mu, nedir o?” diye bastırdığında kendisinden gelen cevabı da aktarayım:
“Bir kanaatim var. Bu konuyu anayasa hukukçusu olan, güvendiğim bir arkadaşımla istişare ettim. Araştırdık. Görüşüm oluştu. Bununla ilgili sürekli yazılanları okuduk.”