Birkaç okur birden “Sözcü gazetesi yazarları hakkında ‘FETÖ’cü olmasalar bile FETÖ’ye yardımcı oldukları’ iddiasıyla açılmış davayla ilgili neden yazmıyorsunuz?” diye sorunca biraz hayal kırıklığına uğradığımı itiraf ederim.
Medya ve genel olarak basın özgürlüğü konusunda yazdığım her yazı aslında onlarla da ilgili çünkü.
Elinde kalem olan insanların, ben veya başkaları yazdıklarını beğenmesek bile, kendilerini özgürce ifade edebildikleri bir Türkiye’den yanayım.
Herkesin benim gibi düşündüğü, benimle aynı görüşleri savunduğu bir medya ortamını ülkeme yakıştıramam.
Konunun o yazarların ‘FETÖ’cü veya FETÖ denilen yapının destekçisi olup olmadıkları yönü günümüzde daha fazla tartışılıyor. Oysa konunun ‘basın özgürlüğü’ ile ilgili yönü daha önemli.
Türkiye’nin kimyasını bozan 15 Temmuz uğursuz darbe girişiminde oynadıkları rol bakımından FETÖ denilen yapıya tepkiler anlaşılır bir şey; ancak Sözcü‘nün haklarında dava açılmış yazarlarının durumları o yönden de pek uyumlu değil.