Fehmi Koru Habertürk Gazetesi

Tarih bizde hep tekerrür eder

Bir dönemin önemli İslam bilginleri olan Ebussuud ile Birgivi arasında başlayıp Kadızade ve Sivasi ile devam etmiş din eksenli bir tartışma, taraftarları tarafından şiddete de başvurulan müthiş bir kavgaya...

25 Aralık 2015 | 6.428 okunma

Bir dönemin önemli İslam bilginleri olan Ebussuud ile Birgivi arasında başlayıp Kadızade ve Sivasi ile devam etmiş din eksenli bir tartışma, taraftarları tarafından şiddete de başvurulan müthiş bir kavgaya dönüşmüştü.
Merkezi yönetimin müdahalesini gerektirecek kadar...
Şeyhülislamın verdiği fetvayla hedef haline dönüşen Sivasiler baskılarla sindirilince, bu defa Kadızadelilerin üzerine gider devlet...
17. yüzyılda geçen tarihimizin az bilinen bir olayıdır bu.
Olayı bugün hatırlatan dün Zaman’da çıkan yazı şöyle bitiyor: ‘’Yaklaşık 100 sene süren bu kavgada, taraflar, a) Birbirlerine karşı üstünlük kazanmak isterlerken sırtlarını devlete dayandırmayacak; b) Fikri ve medeni bir ortamda tartışma becerisini gösterecek olsalardı, belki de durgunlaşmakta olan Osmanlı zihnini harekete geçirir; fikri, ilmi ve maddi-sosyal yönden bir silkinme yapabilirlerdi. Tarih tekerrür ediyor!’’
‘’Tarih tekerrür ediyor’’ denildiğinde, Mehmet Akif’in ‘’Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?’’ cevabını gelin de hatırlamayın...
Geçmişi değerlendirirken “keşke” ile başlayan veya içinde “olsaydı, yapılsaydı” sözcükleri geçen cümleler kurmak fazla anlam taşımaz; hele bir de yapanların günümüzde takipçileri de kalmamışsa...
Olmuş ve yapılmıştır o yanlışlar.
Ancak, eğer tarihte yaşanmış yanlışa benzer bir durum bugün söz konusu ise, kavgada yer alanların aynı hatalara düşmemeleri için, tarihi olayı hatırlayanların uyarıda bulunması yerindedir. Tabii, zamanında, henüz iş işten geçmemişken...
Kadızadeliler ile Sivasiler arasında 17. yüzyılda yaşanmış olayın bir benzeri bugün bire bir söz konusu değil. Kavga var gerçi, ancak kavga iki dini grup arasında olmadığı gibi, dini konular üzerindeki bir görüş ayrılığıyla da ilgisi yok.
Süregiden kavganın bir tarafında başında dini kimliği belirgin biri bulunsa da karşısında tavır alınan kişi bir siyaset adamı. Önce başbakan, şimdi de cumhurbaşkanı olarak devleti yönetiyor. “Sünni” anlayış böyle birine “itaat” etmeyi zorladığına göre, kavga çıkarmakta yarar gören taraf da, kavgayı dini özellikli olarak değerlendirmiyor demektir.
Esasen kavga “dini” olmadığına, neredeyse bütünüyle “siyasi” bir tavırla ilgili bulunduğuna göre, bugünle geçmişteki olay arasında bire bir ilişki kurmak yanıltıcıdır.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Süreç, açılım.. Gelin ‘gizem’in üzerindeki örtüyü kaldıralım 01 Kasım 2024 | 1.084 Okunma Bahçeli’nin başlattığı açılıma mütevazı bir katkı denemesi 31 Ekim 2024 | 791 Okunma Bugün Cumhuriyet bayramı: Nasıl bir Cumhuriyet? 29 Ekim 2024 | 258 Okunma Özkök’ün merakını gidereyim: TUSAŞ saldırısına farklı bir bakış 27 Ekim 2024 | 1.848 Okunma Barışa en yakın nokta terörün saldırdığı andır 25 Ekim 2024 | 876 Okunma