Televizyon öncesi çocuklarının oynadığı bir telefon oyunu vardı. En baştaki çocuk yanındakine anlamlı bir cümle fısıldar, o çocuk diğerine, diğer çocuk ötekine derken en başta fısıldanan cümle yedi veya sekizinci çocuğa ulaştığında bambaşka bir biçime bürünürdü.
İlk cümleyle hiç ilgisi bulunmayan bir biçime… Kahkahalarla gülerdik…
Anlaşılması çok basit bir tahlilimin başına gelenler çocukken mahallede arkadaşlarla oynadığımız o oyunu bana hatırlattı.
Ben ne diyorum?
Şunu: İster ilan edildiği gibi 2023’te ister o tarihten önceye alınsın, önümüzde hızla yaklaşan bir cumhurbaşkanlığı seçimi var. 2017’de gerçekleşen anayasa değişikliğiyle uygulanmaya başlanan ‘cumhurbaşkanı hükümet sistemi’ yüzünden, seçilebilmesi için adayın ‘yüzde 50+1’ oy alması gerekiyor. Son iki seçimde AK Parti adayı Tayyip Erdoğan bu oranın üstünde oy alarak ilk turda kolayca seçilebildi; ancak şartlar hızla değişiyor. Kamuoyu yoklamalarına göre, iktidar blokunu oluşturan AK Parti+MHP oylarında azalma var ve ortak adayları seçilemeyebilir. Ortak aday olacağı ilan edilmiş Tayyip Erdoğan ise seçilemeyeceği bir yarışa girmek istemeyebilir.
Yazdığım ve söylediğim tezimin özeti bu.