Fransa alevlere teslim. Henüz hayatının baharını yaşamakta olan bir gence, polisin açtığı ve hedefine isabet edip öldüren ateş, bir kıvılcıma dönüştü. Fransa’nın belli başlı kentlerinin sokakları yangın yerine döndü.
Onyedi yaşındaki Nahel’in ölümünü, yaşadıkları ve vatandaşı oldukları ülkede devlet kurumlarının ayrımcılık yaptığının son örneği olarak değerlendirenler, günlerdir sokakları terk etmiyorlar. Ayaklananların çoğu genç. Fransa birdenbire -yeniden- bir iç-savaş manzarası veriyor.
Bu manzara Tunus’ta görüldüğünde, kıvılcım sadece orada kalmamış başka ülkelere de sıçramıştı ve ‘Arap baharı’ adını almıştı. Daha önce meydana gelmiş benzeri sokak hareketlerinden de biliyoruz; Fransa bu tür olaylara şerbetli, güvenlik önlemlerini artırarak ve orantısız şiddet uygulamaktan da çekinmeyerek, kalkışmayı sona erdirmenin yolunu buluyor.
Hiç kuşkusuz bu defa da öyle olabilir.
Olabilir ama her meydana gelen kalkışma Fransız toplumunda izlerini bırakıyor.
Siyaset bu tür hareketlenmelerden etkileniyor.