Gazeteci Uğur Mumcu suikastı üzerinden tam 30 yıl geçmiş. Öldürüldüğünde 52 yaşında olduğuna göre, yaşasaydı şu sıralarda 82 yaşını sürdürüyor olacak ve eminim, ağzı olanın konuştuğu, hemen herkesin 140 harfle görüş açıklayan birer yazara dönüştüğü günümüzde, tartışma zeminine olumlu katkılar sunacaktı.
Dün gazetelere baktım, 30. yıl vesilesiyle suikast hatırlanmış, ancak meydana geldiğinde Türkiye’yi derinden sarsmış, kendisine yakın siyasi çizgide sapmalara yol açmış bu suikastın içyüzü konusu yazılarda nedense es geçilmiş…
Türk basınının önemli isimlerinden Uğur Mumcu’nun siyasi bir suikasta uğradıktan 30 yıl sonra bile suikast faillerinin hala meçhul kalması, Türk basını için hiç de övünülecek bir durum değildir.
Suikasttan hemen sonra alelacele yapıştırılan yafta hadi neyse, ancak aradan geçen bunca zaman ve arada bilgimiz dahiline giren nice olaya rağmen, o cinayeti hala ‘faili meçhul’ saymak büyük bir ayıp.
Suikastın amacı ortada
Askeri dönemde diğer partilerle birlikte kapatılmış olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) yeniden açılmasından ve başına Deniz Baykal’ın gelmesinden kısa süre sonra öldürüldü Uğur Mumcu.