Siyasilere tavır değiştirmek yakışır. Geçmişte defalarca parti değiştirmiş milletvekili görmüştük. Hükümetler de duruma göre politikalarını değiştirebilirler; geçmişte bunu doğal görmemizi sağlayacak örneklerle de karşılaşmıştık.
Ancak gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’da infaz edilmesi ile başlayan süreçte, açılmış olan davayı sürdürmek yerine, onu infaz etmek üzere ülkemize gelmiş, kolay hazmedilmesi mümkün olmayan bir vahşetle cinayetlerini işlemiş, cesedini yok etmek için akla ziyan yöntemlere başvurmuş katilleri, kendi memleketlerinin yargısına havale etmek önceki örneklerin hiçbirine benzemiyor.
Benzemiyor, çünkü Kaşıkçı cinayeti ülkemizin özel gayretleriyle dünya kamuoyunun bilgisi ve ilgisine kavuşmuştu.
Katiller infazlarını gerçekleştirmek üzere özel uçakla ülkemize gelmiş, başkonsolosluk binasını infaz mahalli olarak kullanmış, yanlarında getirdikleri kemik testeresiyle kurbanlarını parçalara ayırmış, bavullarına doldurdukları ceset parçalarıyla geldikleri özel uçağa binerek ülkelerine dönmüşlerdi.
Yaptıklarının kimse tarafından farkına varılmayacağı güvencesiyle…
Gerçekten de infaz kimsenin dikkatini çekmeyebilir, yaptıkları katillerin yanına kâr kalabilirdi.