Millet İttifakı çatısı altında toplanan altı muhalefet partisi liderleri kısa süre sonra Demokrat Parti’nin davetiyle yeniden bir araya gelecek ve iki toplantı arasında meydana gelen gelişmeleri görüşecekler. Daha önceki iki buluşma sonrasında yaşandığı gibi, herhalde bu defa da, toplantının ardından bir mutabakat metni açıklanacaktır.
Acaba hazırlanan metni açıklanmadan önce bir yabancı ülkenin büyükelçisine gönderip ‘redakte ettirecekler’ mi liderler?
Bu ‘redakte ettirme’ konusu ikinci buluşmadan sonra içişleri bakanı Süleyman Soylu tarafından gündeme getirilmişti.
Şaşırmıştım.
Hala şaşkınım.
Bakan Soylu iddiasını birkaç kez tekrarladı da.
İşin içine ‘vatana ihanet’ kavramını katarak hem de…
Okuyalım:
Kaç günden beri söylüyorum, devam ediyorum. İşin muhatabı bellidir. İşin muhatabı çıkacak, bunun cevabını verecek. Aslı vatana ihanettir. Siz toplantı yaptığınız, bir mutabakat metni oluşturduğunuz süreci kendi yanınızdaki bir büyükelçiyi, bir Avrupa Birliği büyükelçisine gönderip de redakte ettiremezsiniz.”
Bakanın açıklamasından bir bölüm bu…
Yaman bir iddia: Altı lider bir metin üzerinde mutabakat sağlamışlar… Sonrasında diplomat kökenli bir politikacı eliyle o metin bir yabancı ülkenin büyükelçiliğine götürülmüş… Büyükelçi kendisine getirilen metni redakte etmiş… Metin ondan sonra açıklanmış…
Hangi yabancı büyükelçi? Ona metni götüren diplomat kökenli politikacı kim? Liderler neden böyle bir ihtiyaç duymuşlar?
Sorular aradan geçen şu kadar güne rağmen cevapsız…
İktidar cephesinin itibar ettiği bir gazetenin köşe yazarı diplomat kökenli politikacının CHP’li Ünal Çeviköz olduğunu ifşa etti; ancak emekli olmadan önceki görevi Londra büyükelçiliği olan Çeviköz, ifşaatı yapan yazara, bunun, bakanın hüsnü kuruntusu olduğunu söyledi. Haber doğru değilmiş.
Bir başka muteber gazete, metnin gönderildiği adresin Almanya büyükelçiliği olduğunu duyurdu. Gazetenin bu haberi, adres olarak gösterilen büyükelçilik tarafından anında yalanlandı.