2017 referandum yılıydı. Siyasi iktidar oylarını konsolide edebilmek için dış düşman arayışına çıktı. Bu yolda verilen mesajlar gündemi belirlerken bizleri de gerdi. Traji-komik olduğunu düşündüğüm, aslında tragedya yönü daha ağır basan bu mesajlar toplumun yarısını tatmin etmiş olmalıydı ki işe yaradı. Bir siyasi liderimizin jargonu ile abidik gubudik yani saçma sapan bulduğum bu sözleri ard arda kronolojik olarak sıralayarak 2017 yılının almanağını hazırlamaya karar verdim. Ortaya eski Penguen almanağı tadında ama karikatürü eksik bir gündem akışı çıktı. Buyurun…
Ocak ayı, Batı Avrupa ile referandum öncesinde yükseltilecek gerginliğe hazırlıkla geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ey Batı, sizin özgürlük diye bir derdiniz yok” dedikten sonra, özgürlüğe farklı bir tanım getirerek; onun Marmaray’dan, Avrasya’dan, Osmangazi’den, inşallah dünyanın en büyük havalimanından geçtiğini belirtti. Hatta 1 Şubat’taki TÜBA Ödülleri Töreni’nde de, bu projeleri ulusal bilim anlayışımıza birer örnek olarak sundu.
Batı Avrupa ile netleşmiş olan kavga sütre arkası atışlarla sürerken, ABD ile sonradan başlayacak gerginliğin ilk işareti, “Trump’ın bazı söylemleri rahatsız edici” şeklindeki yorumlarla geldi. 22 Ocak’ta ABD’ye giden Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun, Trump’ın davetine resmi davetli olup olmadığı tartışılmaktaydı.
Referandum öncesindeki ilk keskin mesaj yine Cumhurbaşkanı’ndan geldi: “ ‘Hayır’ diyenlerin konumu aslında 15 Temmuz’un yanında yer almaktır. Bölücüler ‘Hayır’ diyor.” Cumhurbaşkanı’nın bu net saptaması, ilerleyen günlerde siyaset erbabı ve basın tarafından yaygınca kullanıldı.
Erdoğan referandum sonrası gündeme gelecek başkanlık sistemine halkı alıştırmaya yönelik mesajlarına, “Ya, bir insanın karakterinde tarafsız olmak diye bir şey var mı? Dünyanın hiçbir yerinde bir başbakan ve cumhurbaşkanı aynı güçte olmaz. Biri vitrin süsü, diğeri icracıdır” diyerek devam etti. Hiç kimsenin aklına da, “Gelişmiş ülkelerde hangisi vitrin süsüdür?” diye sormak gelmedi…
Vitrinde mi kürsüde mi olacağını çok da dert etmeyen Başbakan Yıldırım ise 27 Şubat’taki Ankara Kazan mitinginde, “Tutturmuşlar tek adam, başka ne olacaktı ki!” sözleriyle “lideriyle olan uyumluluğunun” en somut örneğini veriyordu. Yıldırım, 4 Mart’ta Sinop’ta mevcut sistemin kötülüklerini anlatırken, “Abidik gubidik birtakım işler oluyor. Bir bakıyorsunuz hiç alınıza gelmeyen biri başbakan olmuş!” diyordu…