Düşkünlük, bağımlılık ifade eden taraftarlık ve alışkanlık eki “cı” genellikle analar için kullanılır. “Anacı” dendiğinde bir kişinin annesine daha yakın olduğu anlaşılır.
Genel geçer bir söylem olmaktan da öte, Freud’cu öğretiye göre kız babaya, oğlan anaya düşkündür. Bu durum gündelik örnekleriyle de aslında doğrulanır.
Bu yazıda erkek çocuğun, annesine olan sevgisinden dolayı babaya düşman olup, onun yerine geçme isteği olarak tanımlanan Oedipus Kompleksi konu edilmemekte, tam tersi yalın bir baba-oğul ilişkisi işlenmektedir.
Böylesine saygın ve bilimsel bir analizler yumağının dışında daha az işlenen ve aslında zor olanın, erkek çocuk-baba ilişkisi olduğuna inanıyorum.
Erkek egemen Türkiye toplumunda bir “şeyin” devamlılığını sağlama adına, erkek çocuğun eğitilmesinin hala öncelikli geldiğini biliyoruz. İşin tuhafı bu yolda üstlenilen “yetiştiricilikte!” kadının yani annenin de aynı role soyunduğunu sık görüyoruz.
Doğaldır ki, erkek çocuğun asıl öğretmeni olan babanın bu uğurdaki çabaları günün özgün koşulları ve gereksinime göre şekil alır.