24 Haziran yaklaştıkça meydanlarda söylev verenler değil ama sokak röportajlarındaki iflah olmazlar(!) insanı umutsuzluğa sürüklüyor. Ama bir yandan da ayakların suya değmesini sağlıyor.
Yaşanan kişisel deneyimler ise ekranda izlenenlerden farklı olarak, insanı öfkelendirmekten alıkoyamıyor. Dün tanık olduğum gibi…
Yaşadığım şehrin nabzını tuttuğum tanıdık sokak esnafına yaklaşıp işleri soruyorum. “Ne ossun, bekliyoruz” klişe yanıtını alıyorum.
Uzun yılların sokak tezgahçısı, Ramazan nedeniyle satışların olmadığını söyledikten sonra halktan da yakınıyor. Ona göre Türk milletinin tek derdi seçim! 8 Temmuz’a kadar da şehirlerinde bekleyip tatile gelmeyecekleri için işler açılmayacak…
Söylemekte yarar var; sözü edilen esnaf katıksız bir AKP’li ve hiç duraksamadan 8 Temmuz’u bir “son tarih” olarak anons ediyor!
Ben devamla, Türklerden bahsettiğini oysa şehirdeki en kalabalık turist olan Rus varlığının pazara yansıyıp yansımadığını öğrenmek istiyorum. Hayır, Ruslar da mısır kemirmiyormuş!