Feyzi Açıkalın Cumhuriyet Gazetesi

Hayvansevmezlik…

Ülkemizde, insanların diğer canlılar ve çevresiyle ilişkisi sorgulandığında artık, “Hangi Türkiye?”  diye söze başlamak gerekiyor. Kötülüğün, tahripkârlığın, canlı...

18 Haziran 2018 | 109 okunma


Ülkemizde, insanların diğer canlılar ve çevresiyle ilişkisi sorgulandığında artık, “Hangi Türkiye?”  diye söze başlamak gerekiyor.
Kötülüğün, tahripkârlığın, canlı sevmezliğin, yaşama düşmanlığın sıradanlaştırıldığı bir yüzdeliğin davranışı üstünden mi değerlendirme yapacağız, yoksa diğer dilimden mi yürüyeceğiz?
Konuyu bölgesel düzeyde mi tartışacağız, sınıfsal temelde mi? Eğitim düzeyi mi, modernlik mi yoksa dini referanslar mı ağır basacak?
Uygarlığa dair eğilimlerin eskisinden çok daha hızlı yansıyışı, hayvan ve doğa sevgisi başta olmak üzere Türkiye’deki insani ilişkileri istemeden de olsa etkilemekte midir?
Tarihsel açıdan özetlendiğinde, Türk insanının hayvanla ilişkisinin yarar ilkesi üstünden gittiği anlaşılıyor. Avını tutup getiren şahin, faresini yakalayan kedi, ötüşüyle huzur sağlayan kafesteki kanarya, yine avlanmada kullandığı köpek itibar görmüş olmalı.
Anadolu insanı yük götüren devesi, tarlasını sürdüğü öküzü, sütünü sağdığı ineğiyle koyun koyuna yatmış neredeyse. Malını, sürüsünü koruyan köpek ise, evine almasa da onun vazgeçilmezi olmuş.
Köpeği kendisini koruma işlevi görürken, bir başkasını da ürkütmüş. Örneğin, Türk köylüsü köpekten çok korkar. Bir tarla yanından geçerken, hep elinde büyücek bir taş gizlidir köylünün. Köpek saldırırken en azından yere çömelip sabit durmayı ondan öğrenmişizdir.
Sahibinin ondan katıksız itaat beklediği, sevgisini paylaşmadığı, karşılıklı alışveriş oluşturmadığı yalnızca bir ittir köpek. “İt” değersizlik ifade eden bir kelimedir…
Kentlerde bilincin yükselmesi doğa ve hayvan sevgisini de beraberinde getirmiş. Oysa kırsal yaşam bundan nasibini, beklenenin aksine almamış. Daha birkaç on yıl öncesine kadar, turizm kasabalarında bile belediyeler tüfekle köpek itlafı yapmış.
Özenle beslediği, eğittiği(!) köpeğini döğüşlere götürüp katlettiren de, son birkaç gününde de olsa, çocuğunun sevgiyle beslediği kurbanlık koyunu, yine onun gözü önünde kesen de ne yazık ki...

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
AKP’nin demokrasi şöleni kongreleri 12 Ekim 2024 | 68 Okunma Tasarruf tedbirini bahane eden yerel basın 22 Ağustos 2024 | 1.594 Okunma Olimpiyat açılış ve kapanıştan ibaret değildir 09 Ağustos 2024 | 1.335 Okunma Avrupa Futbol Şampiyonası kapatılsın… Olimpiyat kalsın… 20 Temmuz 2024 | 61 Okunma 3 Haziran Dünya Bisiklet Günü’nde Nazım Hikmet 03 Haziran 2024 | 1.276 Okunma