Aslında kıskaç iki yönlü değil, birbirinin devamı olarak ilerliyor. Ülkeye egemen olan dinci kapitalizmin gereği olarak, sağlık emekçileri yine hizaya sokulmak isteniyor.
Dengeleri alt üst eden küresel salgına hazırlıksız yakalanan siyasi irade, liderinden bağımsız bir kriz yönetimi sergileyemiyor. Gerçekleri halkına anlatmayı ahlaki ve mesleki bir görev sayan hekimler devreye girip iktidarın oyunlarını bozunca hedef noktasına konuluyor. Saldırı için de iktidarın ortakçısı olan MHP görev alıyor.
Bir plan doğrultusunda gelişen linç kampanyası doğal olarak halkı ve en önemlisi sağlık kurumlarını etkiliyor. Siyasi aktörün hedef göstermesinden cesaret alan halk, böylesi bir felaket döneminde canları pahasına çalışan hekimlere fiziki saldırıda bulunabiliyor.
Bu yöntemlerden birisi olan “mobbing”, yani “psikolojik şiddet” ile sağlık çalışanlarını bezdiriyorlar. Daha da ötesi, uyguladıkları “cinsiyet ayrımcılığı” ile kadınları bastırmaya, onları yıldırmaya çalışıyorlar.