Yazıya bir aylak bilgi ile başlayalım: “Alyans” yani bir evlilik akdi olarak parmağımıza taktığımız yüzük, “Alliance” kelimesinden geliyormuş. Alliance ise bilindiği gibi “ittifak” demek…
Yani bu söze göre, öyle yaygınca konuşulduğu gibi siyasi ittifaklarda geçici bir uzlaşma olmuyor. Parmağına ya da boynuna(!) alyansı geçirdin mi sonsuza kadar beraberliği vaat ediyorsun.
Konumuza dönersek… Siyasi iktidarın alaşağı edilebilmesi için İstanbul ve Ankara’nın kazanılması gerektiği savına katılmamak elde değil. Fakat burada tuhaf bir çelişki var. Her ne kadar CHP ve İYİ Parti, yanlılarına seçimi kazanma yolunda işbirliği çağrıları yapmaktaysa da, bu illerin başkan adayları garip bir şekilde rakipten yani Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan icazet alma gerekliliğini kanıtlama çabasındalar!
Ne hazindir ki, başkan adaylarının bu çabası Meclis Başkanı Yıldırım’ın, “Seçim siyasi faaliyet değildir” sözüyle birebir uyuşuyor. AKP’nin yıllardır benimsediği, konuyu “ılıklaştırma, önemsizleştirme” taktiği iktidar ve muhalefet cephesinde elbirliği ile uygulanıyor. Artık, cephe neresiyse!
Büyük kentlerde durum böyle. Şimdi, kırsalda yüzük hangi şartlarda geçiriliyor, ona bakalım!
Kırsal yani büyük kentlerin dışındaki ülke bütününde(!) emeğin örgütlenmesi ve entelektüel birikimin bir başkaldırı liderliği üstlenmesi yoktur. Emeğin örgütlenememesi, üretim ilişkisinin buna uygun olmayışındandır. Entelektüel ise, “Lafımı eder geçerim, ne haliniz varsa görün” nobranlığındadır…