“Konsolide etmek” hayatımıza AKP ile giren onlarca fiilden birisi. Ee tabii, projeyi getiren mühendislik bürosu, kullanıma sokacağı fiilini de hazırlamış olmalı! Her ne kadar “konsolidasyonun” halkın gözünde “atmasyon” dan kellice bir değeri yoksa da, özellikle son iki yılda geniş kullanım alanı bulduğunu söylemek gerek.
Siyasi iktidarın, taraftarını konsolide edebilmek yani bir bütün içinde toparlayarak, ömrünü uzatabilmek için Türkiye’ye yapay gündem dayattığı eleştirileri geliyor. Bu düşünceye katılmakla birlikte eksik buluyorum. Çünkü o taraftarın önemlice bir bölümünün böyle bir çabaya ihtiyacı yok; maşallah beton gibi güçlüler. Olası bir seçimde çözülüp, liderini yalnız bırakmaya hiç niyetleri yok.
O hazır kitleye, “derin muhafazakarlar” diyorum! Derin kelimesi aklınıza günümüzün “kriptocularını” getirmesin. Hani şu kimliğini, siyasi eğilimlerini saklayan; kandırıldığını söyleyen ve hala birer kullanışlı eleman olarak dolaşımda olanlar değil anlatacaklarım. Bildiğin sağcı, Anadolu taşra insanından bahsediyorum.
Bir betonun değişik bileşenleri gibi farklılıklara sahip olsalar da, en önemli özellikleri bir cemaat mantığı içinde davranmıyor oluşlarıdır. Dükkanına, işyerine uğradığınızda size (de!) olan saygısını, övgüsünü büyük bir bonkörlükle ortaya sermekten kaçınmayacaktır. Beraberce yakındığınız bir siyasi konunun, “Ama” diye gelen bağlantı noktasıyla uyandığınızda, çektiğiniz küreklerin boşa gittiğini görür, büyük düş kırıklığı yaşarsınız.
Amansız bir CHP düşmanıdırlar. İşin kötüsü/gırgırı bir türlü CHP’nin açılımını beceremez, genelde “Halk Partisi” derler. Bir de, CHP’yi o dönemdeki liderinin ismiyle anarlar. Bu tercih bir küçümseme, yok sayma, CHP’yi kayda değer bir topluluk olarak görmeme isteğindendir.