Isparta yakınlarındaki bir benzin istasyonunda karşılaştım onlarla. Aracıma yakıt aldıktan sonra, kahve eşliğinde pompacılarla sohbet ederken yanımıza iliştiler.
Pompacıya, Süleyman Demirel ile aynı köyden olup olmadığını sorarak sohbeti başlattılar. Pompacı doğal olarak hemşerisine methiyeler düzdü. Yalnız Isparta değil, Türkiye’nin her taşında toprağında onun imzasının olduğunu belirtti.
Sonrasında birkaç saniyelik sessizlik oldu ve onlarla bakıştık. Nedense ilk sazı ele alan ben oldum. Yaşımı söyleyerek, Demirel’in hayatımızı zindan edenlerin başında geldiğini söyledim. Bunun üstüne kendi aralarında fısıldaştılar.
Göz çukuruna oturan güneş gözlüklerini yatarken bile çıkarmadığına emin olduğum, lider pozisyonunda olanı ile düete giriştik.