TRT, “İyi ki varmış!” dedirtecek bir kararla Cumhuriyet’in 100. yıl kutlamalarını ertelediğini duyurdu. “Tarafsız” bir kamu iktisadi kuruluş niteliğini çoktan yitirmiş TRT, bu kararıyla siyasi rejimi sıkıntılı takiye halinden kurtarırken, diğer yandan ülkeyi uyandırıyordu. Hemen tepkiler gelecekti.
AKP siyasi iktidarı Covid-19’dan, her türlü doğal yıkıma kadar uzanan aralıktaki olayları Allah’ın bir lütfu görme alışkanlığını edinmişti. Çıkmaza soktukları ülke yönetiminde bu kez İsrail-Filistin kavgasını Cumhuriyet kutlamalarını erteleme, dahası hiç yapmama bahanesi olarak kullanacaktı.
Aslında bunda şaşılacak bir yön yoktu. AKP iktidarı çok uzun süredir resmî bayram kutlamalarını bağlamından koparmış, değersizleştirmişti. Devletin öncülüğünde kutlanmayan 100. yıl da, her türlü takviminin içine yerleştirilmiş sıradan bir etkinlik gibi görülmekteydi. Aktivitelerine isim, başlık sıkıntısı çekenler 100. yıla sarılmıştı.
Bir Amerikan kahve firması kullanıp atılır bardakların üstüne
sloganlar yerleştirirken, bir diğer ilçe belediyesi düzenlemekte
olduğu uluslararası caz festivalini istiklal marşı ile açıp,
sıraları dolduran yabancı izleyiciye 100. yıl kutlaması olarak Türk
bayrağı sallatmıştı. Yine üniversiteler, etkinlik takvimleri dolsun
diye rutin sanatçı anmalarını 100. yıl bağlamında
gerçekleştiriyordu.