Recep Tayyip Erdoğan ve küçük ortağı Devlet Bahçeli, CHP’yi ‘bitirmenin’ koşulunun 31 Mart yerel seçimlerini kazanmaktan geçtiğini belirtmekteydiler. Olmadı, CHP seçimlerden güçlenerek çıktı. Sonrasında tasarruf tedbirleri devreye sokuldu. Bu yolla CHP’li belediyeleri, halka hizmeti aksatma pahasına iş yapamaz hale getireceklerdi.
Birikmiş SGK borçlarının ödenmesi, plânın ikinci kısmını oluşturdu. AKP ve MHP’den CHP’ye geçen belediye başkanlıkları bir önceki yönetimlerden devraldıkları borçlarla boğuşacak, yatırım yapamayarak ve hizmet veremeyerek yıpratılacaklardı.
Sokaktaki halkın bilmediği bir konu da, tasarruf tedbirleri nedeniyle taşradaki yerel basının maddi dar boğaza sokulmak istenmesiydi. Yine tedbirler gereğince kamu kurumlarındaki abonelikler kaldırılıyordu. İhale ve ilan gelirleri duruyordu ama iş kalemleri azaldığı için oradan da gelirler azalmıştı. Yerel gazete cemiyetleri bu konudaki şikayetlerini her fırsatta AKP rejimine sunmaktaydılar.