Nedense, kız sözünü duyunca, “kız mıdır kadın mıdır?” diye başlayan ünlü söylem aklıma gelir. Kadını hor gören, aşağılayan, o cinsiyetçi isim tamlaması…
Tamlama dedim de; söz gelimi, Maarif Vekaletine(!) ve de YÖK’e verilen talimat gereği “erkeksizleştirilmesi” düşünülen yeni eğitim yuvalarının adı ne olacak? Liseler “kız”, Üniversiteler “kadın” diye mi anılacak? Yoksa alışık oldukları dil olan “bayan okulları” nı mı kullanacaklar?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın YÖK Başkanına hatırlatmasında(!) kullandığı “kız” tamlamasının emir telakki edileceğinden kuşku yok. Oysa yaklaşık on yıl önce Türk spor dünyasında, “bayan” yerine “kadın” kullanılmaya başlanmıştı. Çok çabuk da uyum sağlanmıştı.
Ta Japonyalardan, hem de binbir türlü olumlu hasletleri varken, bula bula alınan “kız şeylerinin!” örnekleri eskiden ülkemizde vardı. Bunlardan birisi olan İstanbul Kız Lisesi’nde annem okumuştu.
Bugünün siyasetçisinin kafasındaki projenin aksine, 1. Cumhuriyet yıllarının kız okullarının öğrencileri, modern Türkiye’yi inşa yolunda yetişmişlerdi. Bunun en ilginç kanıtlarından birisi de, Cağaloğlu’ndaki okullarından karşıya, Fenerbahçe stadyumundaki 19 Mayıs’a katılmak için şortları ile Sirkeci’ye yürüyerek giden annemlerin 1945’lerdeki fotografıdır.
Gelelim Japonya’ya… Ne yazık ki Samanyolu Galaksi’sinin dışında yaşayan o iyi insanlar, bu konudaki kuşkularımızı anlamıyorlar. Görüşünü aldığım önemli bir işadamı Japon arkadaşım şöyle söylüyor: