TBMM önceki gün İsveç’in NATO’ya üyeliğini onayladı. Peki bu 20 aylık süreç bir tiyatro oyunu muydu? Değildi ama Ankara’nın esas olarak bu sürece direndiği de söylenemez. Neden? Çünkü, daha en başından konu yanlış ele alınmıştır. NATO’nun genişlemesini “en NATO’cu biziz” yaklaşımıyla destekleyerek, sorun İsveç ve Finlandiya’nın mevzuatlarındaki bazı değişikliklere indirgenmiştir. Aynı zamanda Hükümet’in ABD’ye karşı F 16 pazarlığı görüntüsü ABD’nin istediği ortamı yaratmıştır.
İsveç ve Finlandiya’nın adaylığının gündeme geldiği ilk günlere dönelim. İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konusu Rusya’nın Ukrayna müdahalesinin ardından gündeme gelmişti. İsveç ve Finlandiya, 18 Mayıs 2022’de NATO’ya resmi üyelik başvurusunu yapmış, Türkiye iki ülkenin üyeliklerini, PKK ve FETÖ’ye ev sahipliği yaptığı gerekçesiyle onaylamayacağını açıklamıştı. Ancak 28-29 Haziran 2022’deki NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Madrid Zirvesi sırasında NATO Genel Sekreteri’nin katılımıyla Türkiye, İsveç ve Finlandiya liderleri bir mutabakat muhtırası imzalamıştı. Muhtıraya göre, İsveç ve Finlandiya, “PKK, PYD/YPG ve FETÖ gibi örgütlere destek vermeyeceğini”, Türkiye ile teröre karşı mücadelede işbirliği yapacağını ve silah ambargolarını kaldıracağını taahhüt ediyordu. Ardından iki ülkenin başvuruları Zirve’de kabul edilmiş, 5 Temmuz’da İttifak’a katılım protokolleri imzalanmıştı. Ankara, 30 Mart 2023’te Finlandiya’nın üyeliğini onayladı. Aradan geçen 10 ayın ardından 23 Ocak 2024’te TBMM’de bu kez İsveç’in üyeliğine onay verildi.
Peki Türkiye olarak ne kazandık? Hükümet, 2022 Madrid Zirvesi’nde imzalanan üçlü muhtırayı “büyük bir başarı” olarak sunmuştu. Mesela, İsveç ile Finlandiya’nın yasal mevzuatlarında bazı değişikliklerin dışında FETÖ ve PKK (PYD/YPG) konusunda ne gibi adımlar atıldı? Bu konuda herhangi bir açıklama var mı? Mesela “Finlandiya ile İsveç, PKK/YPG’nin kılıfı olan şu şu dernekleri kapattı, FETÖ’cü kaçakları Türkiye’ye teslim etti” gibi bir açıklamaya ya da herhangi bir bilgi kırıntısına rastladınız mı? Rastlayamazsınız, çünkü böyle bir gelişme yok!
2022 Madrid Zirvesi’nden bu yana İsveç de Finlandiya da, PKK ve FETÖ konusunda, Türkiye’nin ulusal güvenlik çıkarları bakımından esası etkileyecek herhangi bir adım atmış değil. Hem PKK hem FETÖ, sadece İsveç ve Finlandiya’da değil tüm NATO ülkelerinde çeşitli kılıflar altında serbestçe faaliyetlerini sürdürüyor. Üstelik bu iki terör örgütünün örtü olarak kullandığı çeşitli örgütlere, NATO üyesi devletlerce finansal destek de sağlanıyor. Sözde fikir özgürlüğü kapsamında bu örgütler, Avrupa ve ABD’de Türkiye’ye karşı faaliyetlerine devam ediyor.
Hükümet’e yakın medyaya göre, TBMM’nin bu onayının ardından ABD Türkiye’ye F 16 satışı konusunda adım atacak. Oysa ABD yönetiminin bu konuda en ufak bir girişimi dahi yok.
Olsa bile neyi değiştirir? Türkiye ile ABD arasındaki esas sorun bu mudur? ABD, daha 10 gün önce Mehmetçiğe karşı PKK’lılarla birlikte kendi askeri unsurlarını sahaya sürmüştür.