İsrail’in façasını bozan, İran’ın 13 Nisan’daki iyi kurgulanmış askeri saldırısı, çok önemli bir gerçeği bir kez daha ortaya koydu. Stratejik üstünlük, Atlantik ve bölgedeki yardakçısı İsrail’de değil, Avrasya güçlerindedir. Yenilmez gösterilen İsrail, 1973’ten beri ilk kez doğrudan askeri bir saldırıya maruz kaldı. Sadece bu bile başlı başına hem İsrail hem de ABD ve diğer Atlantik güçleri açısından çok ciddi bir zaafa işaret ediyor. Üstelik 7 Ekim 2023’teki AKSA Tufanı operasyonundan bu yana yalnızlık korkusu yaşayan İsrail’de bu gelişmenin önümüzdeki dönemde daha önemli sonuçlarının olacağı öngörülebilir.
ARKA ARKAYA GELİŞMELER ABD’nin 2021 yılında Afganistan’dan tasını tarağını toplayıp kaçmak zorunda kalmasından bu yana, gelişen dünya devletlerinin Atlantik cephesini gerileten eylemleri gerçekleşti. Bunların hepsi, bir öncekinden daha etkili sonuçlara yol açtı. Rusya, sınırlarına dayanan ABD saldırganlığını dizginlemek için önleyici bir karşı saldırı ile Ukrayna’ya askeri operasyon başlattı. ABD tarihte görülmemiş ağır yaptırımlar ile birlikte tüm gövdesiyle Ukrayna’nın yanında yer aldı. Ancak iki yılın sonunda Rusya, başlangıçta ilan ettiği hedeflere daha yakınken ABD amaçlarına ulaşamadı. 7 Ekim 2023’te HAMAS’ın Aksa Tufanı operasyonu İsrail için büyük bir travmaya yol açtı. İsrail, arkasındaki Atlantik desteğiyle küçücük Gazze’de en ufak bir kazanç elde edemedi. Şimdi ise 50 yıldır ilk kez doğrudan bir saldırının hedefi durumunda. İSRAİL’İN AMACI Tahran’ın askeri operasyonu, İsrail’in Şam’daki İran büyükelçiliğine yönelik saldırıya yanıttı. Peki İsrail’in İran’ı cevap vermek zorunda bırakacak olan bu ölçekte bir saldırıyı neden düzenlemişti? İsrail’in de...