Fikret Akfırat Aydınlık Gazetesi

Ankara-Şam işbirliği bölgede terörü bitirir

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Cuma günü Suriye ile diplomatik ilişkilerin kurulması hakkındaki konuşması, aslında bir süredir devam eden arka kapı diplomasisinin sonucu olarak görünüyor. ABD’de...

30 Haziran 2024 | 297 okunma

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Cuma günü Suriye ile diplomatik ilişkilerin kurulması hakkındaki konuşması, aslında bir süredir devam eden arka kapı diplomasisinin sonucu olarak görünüyor. ABD’de ipleri elinde tutan neo-con/siyonist güruhun Kasım ayındaki seçimlerin öncesinde PKK’nın sözde özerk yönetimin meşrulaştırma atağına geçmesi, en başta Türkiye olmak üzere bölge devletlerinde teyakkuza neden oldu. Türkiye, Rusya, İran, Çin, Irak ve diğer bölge devletleri arasındaki temaslar hızlandı. Görünen o ki, “Suriye ile normalleşme” dosyası askıdan indirildi.

Erdoğan’ın bir soru üzerine 2011 öncesinde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile ailecek görüşmeler yaptıklarına atıf yaparak “Suriye’nin iç işlerine karışmak gibi bir derdimiz, bir hedefimiz asla olamaz” dedi. Erdoğan’ın açıklaması, Esad’ın bir gün önceki Türkiye ile ilgili söyledikleri üzerineydi. Suriye Devlet Başkanı, Putin’in Özel Temsilcisi Alexandr Lavrentyev ile görüşmesi sırasında yaptığı açıklamada, “Suriye, Suriye devletinin tüm toprakları üzerindeki egemenliğine saygıyave terörizmin tüm biçimleri ve örgütleriyle mücadeleye dayalı olduğu sürece Suriye-Türkiye ilişkilerine yönelik tüm girişimlere açıktır” dedi.

İki liderin art arda yaptığı açıklamalar iki ülke arasında 13 yıllık gerginliği sona erdirmek için olumlu bir atmosfer yarattı.

Aslında Esad’ın bu açıklaması konuyla ilgili başta ilan ettiği politikasından herhangi bir farklılık içermiyor. Esad’ın Türkiye ile masaya oturma konusunda “Türkiye’nin Suriye’den çekilmesi şartını öne sürdüğü” yönündeki değerlendirmeler gerçekte bir çarpıtmaydı. Esad, “Türkiye egemenliğimize saygı duyduğunu göstersin ve Suriye’den çekilme konusunda bir irade koysun, bir takvim sunsun” demişti. Yani aslında Suriye Devlet Başkanı bir ön şart koşmuştu ama bu şart şimdikiyle aynıydı: Ankara’nın Şam’ın egemenliğini kabul etmesi. Bu nokta önemli çünkü meselenin gelip düğümlendiği yer hep burası oldu.

Erdoğan, 2017’den sonraki dönemde birkaç kez daha Suriye ile ilgili olumlu açıklamalar yapmıştı. Fakat, bu açıklamalar resmi bir politika değişikliğine dönüşmemişti.

Yine de Erdoğan’ın son açıklamaları daha önceki Türkiye’nin politikasından farklı bir yaklaşımı ortaya koyuyor. Erdoğan ve onun yönetimindeki yetkililerin daha düne kadar Suriye ile ilgili söylemi, “Anayasa yapsınlar, seçimler yapılsın, ondan sonra bakarız” şeklindeydi. Şimdi “Suriye’nin iç işlerine karışmayacağız” deniyor. Bu noktaya gelinmesi, Suriye ile birlikte PKK’yı bitirme harekatı için gerekli zemini oluşturabilir.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Chatham House: Trump’ın dış politikası Çin’in işini kolaylaştıracak 21 Kasım 2024 | 107 Okunma Türk’ün Türk’ten başka dostu yok mu? 17 Kasım 2024 | 67 Okunma ABD’nin planı var da gelişen dünyanın yok mu? 14 Kasım 2024 | 89 Okunma Trump’lı senaryolar 10 Kasım 2024 | 64 Okunma ABD’de yeni dönem ve Suriye 07 Kasım 2024 | 369 Okunma