Abdullah Gül’ün yakın çalışma arkadaşı CHP’li Namık Tan’ın Meclis kürsüsünden Mavi Vatan’ı “masal” diye nitelemesiyle başlayan tartışma hayırlı oldu. Bu sayede, bugünkü CHP yönetiminin Türkiye’nin milli çıkarları açısından hangi noktada durduğu ortaya çıktı. CHP içinden Namık Tan’ın tersi yönde yapılan tek tük açıklamalar ise bu partiye dair umudunu sürdüren iyi niyetli yurttaşlar için ne yazık ki züğürt tesellisi olmaktan öteye gidemiyor.
CHP Sözcüsü’nün tartışmalar üzerine Namık Tan’a sahip çıkması, bu partiyi yöneten ekibin siyasal çizgisinin açık ilanıdır. Namık Tan’dan önce de şimdi de CHP’de dış politika danışmanlığı yapan kişilerin benzer görüşleri savunduğu biliniyor. Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı Ünal Çeviköz Mavi Vatan’ı “yayılmacı”, Özgür Özel’in dış politika kurmaylarından İlhan Uzgel, “içi boş, derinliği olmayan hamaset” diye nitelemişti.
Üstelik Namık Tan, sadece Mavi Vatan’a değil, Türkiye’nin kendi ulusal güvenliği için düzenlediği sınır ötesi harekatlarına da karşı çıkıyor. Tabii ki bu da şaşırtıcı değil. Özgür Özel’in grup başkanı, Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olduğu dönemde, CHP Türkiye’nin Irak ve Suriye’deki sınır ötesi operasyon tezkerelerine hayır oyu vermişti. Yani bu siyaset, CHP yönetimine Atlantik ötesinden atamayla gelen NATO/Washington memurlarının şahsi görüşlerinin değil CHP’nin kurumsal olarak benimsediği çizginin sonucudur.
İsrail Dışişleri Bakanı Katz’ın sosyal medya hesabından, Erdoğan’ın şahsında Türkiye’ye hakaretler savururken CHP’nin müstakbel cumhurbaşkanı olarak pazarlanan İmamoğlu’nu etiketleyerek selam göndermesi de manidardır. CHP yönetiminin benimsediği program, sadece ABD ile değil aynı zamanda İsrail ile de uyumludur.
Aylardır Filistinlilerin tepesine bomba yağdıran İsrail, Türkiye’nin Mavi Vatan uygulamalarını güvenliğine engel olarak görmektedir. 2022 yılında iki yazımızda atıf yaptığımız, Kudüs Strateji ve Güvenlik Enstitüsü (Jerusalem Institute for Strategy and Security) Başkanı Efraim İnbar’ın “ABD’nin Doğu Akdeniz’deki gündemi nedir” başlıklı yazısındaki görüşleri bu bakımdan ışık tutucu. İnbar şöyle diyor:
“Biden yönetiminin yaklaşımını bölgeye odaklaması gerekiyor. ABD anlaşılır nedenlerle dikkatini Çin’e çevirdikçe, Doğu Akdeniz bölgesi Amerika’nın daha da az ilgisini çekecek. Ancak artan enerji fiyatları, Amerika’nın daha geniş Ortadoğu’dan çıkışını yavaşlatabilir. ABD’nin Kıbrıs, Yunanistan ve İsrail’in üçlü ittifakının değerini daha iyi anlamasını sağlamak için bu dönemden yararlanılmalıdır” (JSIS, 7 Temmuz 2022).