BAŞBAKAN Binali Yıldırım Doğu ve Güneydoğu’da cazibe merkezleri yaratmak için yeni bir teşvik paketi açıkladı.
Terörün yaygınlaşmasıyla birlikte 1980’lerden sonra hemen her
hükümet Güneydoğu ile ilgili bir ekonomik paket açıklamıştır.
Sayıları anımsanmayacak kadar çoktur.
Doğu ve Güneydoğu konusunda terör öncesi dönemde de -1980 öncesi-
bölgeler arası dengesizliği gidermek amacıyla değişik teşvik
önlemleri de uygulanmıştır. O dönemde, yatırım yapacağım diye
teşvik belgesi alan, vergi indiriminden yararlanan veya ucuz kredi
alan birçok işadamının, tarlanın ortasına uyduruk bir temel attığı
veya derme çatma inşaat iskeletleri dikip, kredilerle ağa düğünleri
yaptıkları veya batıda sahil kasabalarında otel, motel inşa
ettikleri bilinir.
CAZİP PAKET
Nitekim Başbakan Yıldırım da bu gerçeği bildiği için, “Burada para
dağıtılıyor, geleyim 3-5 kuruş alayım diye düşünenler hiç
yanaşmasın” diye uyarıda bulundu. Açıklanan paket gerçekten cazip
olanaklar sunuyor. Özel sektörün yapacağı yatırımın yüzde 30’unun
devlet tarafından karşılanması, fabrika yapımına devlet desteği,
sıfır faizli yatırım kredisi, veri merkezlerinin elektriğinin yüzde
50’sinin devlet tarafından karşılanması, faiz oranı yüzde 10 ise
yarısının yine devlet tarafından ödenmesi gibi...
Açıklanan paket cazip ama Doğu ve Güneydoğu’da cazibe merkezleri
yaratılmasına yeter mi?
PARA KORKAKTIR
Paketin bir amacının da terörle mücadele olduğu açık. Yapılacak
yatırımlarla 112 bin yeni istihdam amaçlanıyor. Ancak devletin
teşvik desteği altında da olsa özel sektörün, bölgede kalıcı olmak
üzere yatırım yapması için başka koşulların da sağlanması
gerekiyor. Para dünyadaki en korkak varlıktır. Güvenli hissetmediği
yere gitmez, gitmişse kaçar. Özel sektör yatırım yaparken elde
edeceği kâra bakar. Kâr-zarar analiziyle hareket eder. Bu nedenle
Güneydoğu geri kalmışlığı, pazarlara uzaklığı, ulaşım zorlukları
nedeniyle özel sektörün uzak durduğu bir bölge olmuştur. Buna bir
de terör ve terör örgütünün baskısı eklenince, bölge özel
sermayenin kaçtığı bir alan haline gelmiştir.
Cesaretle yatırım yapan özel sektör bir yana devlet yatırım ve
hizmetleri bile her zaman terör örgütünün saldırılarına maruz
kalmış şantiyeler, tesisler, iş makineleri yakılıp, tahrip
edilmiştir.
Yatırım ortamının doğması için önce terörün etkisiz kılınması,
güvenliğin tam sağlanması gerekir.
Bütün teşviklere rağmen özel sektör yatırıma cesaret
edemeyebilir.