CİNSEL istismar suçunda, failin mağdurla evlenmesi halinde, cezanın infazının ertelenmesini öngören düzenleme Türkiye'nin gündemine oturdu.
Meclis Genel Kurulu’nda gece yarısından sonra kabul edilen hüküm,
salı günü yasanın tümü üzerinde yapılacak oturumda yeterli desteği
alırsa yasalaşmış olacak. Büyük tepkiye yol açan ve soruna çözüm
getirmek bir yana yeni sorunlar doğurma riski çok yüksek olan bu
düzenlemenin iptal edilmesi veya düzeltilmesi için zaman henüz
geçmiş değil. Salı günü yasanın tümü üzerindeki oylama yapılmadan,
bir önerge ile müzakerenin tekrarı yoluyla, düzenleme yeniden ele
alınabilir ve yanlış düzeltilebilir.
BAŞKA FORMÜL BULUNABİLİR
Başbakan Binali Yıldırım ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bu düzenlemenin geçici olduğunu ve 3000 kadar somut vakayı ilgilendirdiğini açıkladılar. Aileleri tarafından çocuk yaşta evlendirilen 3000 civarında çifte ilişkin bir mağduriyetin giderilmesi amacı taşıdığını ifade ettiler. Adalet Bakanı Bozdağ, “Yaş şartı nedeniyle resmi nikâh kıymadan yapılan evlilikler var. Koca hapse giriyor, kadın kucağında çocukla dışarıda kalıyor. Bunlar tecavüzcü değil, bunlar cinsel istismar suçunu zorla işlemiş kişiler değil, tamamen ailelerin ve küçüğün de rızasıyla yapılmış işler. Mahkemeler rızaya bakmıyor, tarafların geleneklere göre böyle bir evlilik yaptığına, yapmadığına bakmıyor ve 16 yıl ceza veriyor. Küçük yaşta ailesi tarafından evlendirilmiş kadınlarımız var, çocukları var, onlar da ayrı mağdur. Sadece geriye dönük bir defa uygulanacaktır” dedi.
Eğer amaç 3000 civarında çiftin ve çocuklarının sorununu çözmek ise bunun yolu, cinsel istismarda bulunanlara fiilen af kapısını açmak değildir. Bu yol tam aksine sorunu büyütecek ve cinsel istismarın, cinsel saldırının ‘meşru’laşmasına neden olacaktır. Bu 3000 çiftin sorunu, her vakanın savcılık tarafından incelenmesi ve mahkemeler tarafından karara bağlanmasıyla çözülebilir. Bu vakalarla sınırlı olmak üzere savcı ve mahkemeler yetkilendirilebilir ve genel bir düzenleme yapılmadan her olay, kendi koşulları itibarıyla sonuca bağlanabilir.
HÜKMÜN SAKINCALARI
Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilen önerge, “Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın 16.11.2016 tarihine kadar işlenen cinsel istismar suçunda mağdurla failin evlenmesi durumunda Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesine bakılmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmiş ise cezanın infazının ertelenmesine karar verilir”hükmünü taşıyor.
Bu hükmün sakıncalarından biri söz konusu 3000 çift içinde evliliğe uygun ortamı bulunan ve karşılıklı rıza ile sürdürmek isteyenlerin dışında kalan cinsel istismarcıların da yararlanması riskini taşımasıdır. Ayrıca 16.11.2016 tarihinden sonra bu suçu işleyenlerin Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak ‘eşitlik’ ilkesinden yararlanmak suretiyle uygulamayı genişletme ve kalıcı kılmaları da mümkündür. Bu durum çocuklar için cinsel istismara, erişkinler için cinsel saldırıya -halk diliyle tecavüze- meşruluk kazandırır ve teşvik edici işlev görür ki, düzenlemenin amacının tam aksi demektir.