Türkiye bir süredir geride bıraktığı türban ve darbe konularını tartışıyor.
İktidar sözcüleri yeniden türban ve darbe mağduriyetini gündeme taşıdılar. Türban tartışması, CHP'li eski bakan Fikri Sağlar'ın "türbanlı bir hakimin karşısına gittiğimde benimle ilgili haklarımı koruyacağı ve adaleti yerine getirebileceği konusunda kuşkum var" sözleriyle yeniden alevlendi.
Darbe tartışması ise Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ'un yeni kitabıyla ilgili Cumhuriyet'ten İpek Özbey'e verdiği röportajda, "eğer Adnan Menderes 25 Mayıs'ta Eskişehir'de erken seçim ilân etseydi 27 Mayıs olmayabilirdi" sözlerinden çıkarıldı.
Her iki konu da geçmişte iktidarın mağduriyetler üzerinden siyaset ürettiği ve destek bulduğu konular. Bu nedenle de söz konusu ifadeler üzerine, Sağlar faşistlikle, Başbuğ da, "darbeyi meşrulaştırmakla" birkaç koldan, aynı anda suçlandılar.
Bir bardak suda koparılan iki fırtına da gerçeğe oturmuyor. Sağlar'ın, kişisel görüşünden ve soyut bir kaygıdan ibaret açıklamasından türban mağduriyeti; Başbuğ'un 60 yıl önceki bir olayı değerlendiren sözlerinden de darbe tehdidi üretmek çok zorlama girişimler olarak duruyor.