SURİYE'deki içsavaş nedeniyle PYD-YPG uzun süredir gündemde.
ABD’nin terör örgütü olarak kabul etmediği, Türkiye’nin ise
PKK-KCK’nın devamı olarak nitelediği örgüt.
ABD’nin Suriye’deki müttefiki konumunda ve bu nedenle koruması altında.
ABD’nin, Türkiye’nin Cerablus operasyonu nedeniyle, “PYD-YPG’ye vurmayın” diye Ankara’yı sıkıştırması, iki ülke arasında ciddi sorun haline gelmeye başladı.
Türkiye’nin özellikle “çözüm süreci”ne noktayı koymasına neden olan gerçekler ortaya çıkınca, resmin tamamı da daha belirginleşti.
Resmin bütünü belirginleştikçe Ankara da karşılaştığı tehdidin boyutlarını daha net görmeye başladı.
Abdullah Öcalan’ın bir projesi olan PYD, KCK’nın Suriye kolu olarak, kendisine verilen “Batı (Rojava) Kürdistan”ı kurma hedefine ulaşmaya çalışıyor. ABD desteğinin sağladığı avantajı kullanıp elini çabuk tutarak oldubitti yaratmaya çabalıyor.
Türkiye bu gerçeği gördüğü için Cerablus operasyonunu başlattı. ABD’nin isteği PYD’nin isteği gibi, Türk Silahlı Kuvvetleri desteğindeki ÖSO operasyonunun IŞİD’le sınırlı kalması.
Ankara ise PYD-YPG Fırat’ın batısında oldukça, TSK’nın hedefi olmaya devam edeceğini vurguluyor.
Projenin bütününe bakalım...
DÖRT PARÇADA ÖRGÜTLENME
Öcalan ve PKK’nın yola çıkış amacı, dört ülkeden koparılacak
parçaların birleşmesiyle Bağımsız Birleşik Kürdistan devletini
kurmaktır.
Öcalan’ın yakalanmasından sonra, onun talimatıyla PKK, 2002 yılında “dört parçada özgürlük” sloganıyla Türkiye dışında üç ülkede örgütlenmeye başladı.
2002 yılının sonunda İran’da “Demokratik Birlik Hareketi” adıyla faaliyete geçti. 2003 yılında hareketin adı “Kürdistan Özgür Yaşam Partisi-Partiye Jiyani Azadi Kürdistan-PJAK” oldu.
Irak’ta ise Nisan 2002’de “Kürdistan Demokratik Çözüm Partisi-Partiye Çaresiye Demokratik Kürdistan-PÇDK” kuruldu.
Suriye’de de Ekim 2003’te “Demokratik Birlik Partisi-Partiye Yekitiya Demokratik-PYD)” ve silahlı kolu olarak da “Halk Savunma Birlikleri-Yekîniyen Parastina Gel-YPG” oluşturuldu.