Cumhur İttifakı önümüzdeki seçimleri kazanıp iktidarda kalabilmenin yollarını ararken, masada parlamenter sisteme dönüş dahil birkaç seçenek var
iktidar, büyüyen sorunlar karşısında ciddi bir tıkanıklık yaşıyor.
Aldığı kararlar sorunları çözmediği gibi daha da derinleştiriyor.
Örneğin ekonomik kriz giderek büyüdü; işsizlik çığ gibi artıyor, döviz fiyatları kontrolden çıktı, Merkez Bankası'nın aldığı dolaylı müdahale kararları etkili olmuyor. Israrla enflasyonun altında tutulan faiz oranları nedeniyle, vatandaşlar ve şirketler dolara hücum ediyorlar. Türk Lirası'nın hızla değer yitirmesi kamuda ve özel sektörde dış borç yükünü çok ağırlaştırdı. TÜİK ekonomik göstergeleri kendine göre belirleyip açıklıyor ama rakamlara bir önceki TÜİK Başkanı bile inanmıyor.
Bu duruma iktidarın kararları yol açtı. Merkez Bankası'nın bağımsızlığını ortadan kalırdı. Sadece talimatları uygulaması istendi. Bu durum yanlış kararlarla ekonomik krizin, döviz fiyatlarının, dış borçların yönetimini çıkmaza soktu.
Salgının ekonomik zararlarını karşılayamayan iktidar, işsizliğin çığ gibi büyümesi karşısında çaresiz durumda. Esnaf kepenk kapatarak, borçlarının daha fazla büyümesini önlemeye çalışıyor. Çiftçi, ürününü maliyetine bile satamamaktan şikâyetçi. Mazot, tohum, gübre fiyatları, ithalat politikası tarımı ve hayvancılığı öldürmüş durumda.
Salgınla mücadele vatandaşa bırakıldı. Devlet kendine göre salgın rakamları açıklıyor ama yurtdışında da yurtiçinde de bir inandırıcılığı kalmadı. Salgına karşı etkili kısıtlamalardan kaçınan iktidar, kendine göre düzenlediği bir tablo ile salgınla mücadelede başarılı olduğu algısı yaratmaya çalışıyor.