İyi Parti’nin sadece MHP tabanından değil, AK Parti ve CHP tabanından da oy alabilmesi, demokratik, laik sistemle sorunu olmayan merkez sağın toparlanacağı bir adres olabileceğini gösteriyor
AK Parti’nin 2002 seçimlerinde gösterdiği ve sonrasında devam ettirdiği başarıda merkez sağdaki oyları da almasının payı büyüktür.
2002 seçimlerinde TBMM'ye girebilen iki parti, merkez sağı da kapsayan AK Parti ile merkez solu kapsayan CHP’dir. HEP ve ardılı partilerin kurulmasından sonra Güneydoğu’da Kürt seçmenleri kaybeden, yoksul kesimi, alt gelir gruplarını AK Parti’ye kaptıran, gücünü ve enerjisini laikliği savunma çizgisinde tutan CHP, yüzde 20-25 bandında kaldı. AK Parti, İslamcı yönünü giderek öne çıkarırken, İslamcı olmayan merkez sağın desteğini almayı başardı.
Merkez sağın AK Parti’ye kaymasında, Süleyman Demirel’in ve Turgut Özal’ın bölüştüğü merkez sağın sonraki liderleri Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz’ın aynı başarıyı gösterememiş olmaları önemli etkendir. Çiller ve Yılmaz’ın çatışması, başarılı bir merkez sağ iktidar kuramamaları, 2002’de liderliklerinin sona ermesi, yerlerine gelenlerin ise DYP-ANAP birleşmesini sağlayamamaları, merkez sağ seçmenin AK Parti’ye yönelmesi sonucunu doğurdu.