CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan’ın, NATO zirvesi için geldiği Brüksel’de Avrupa Birliği (AB) liderleriyle yaptığı bir dizi görüşmeden çıkan sonuç, yola devam edilmesi kararıdır.
Karşılıklı sert açıklamaların yapıldığı süreçte,
“Türkiye AB’den kopuyor mu, AB Türkiye ile ilişkiyi kesiyor
mu” soruları, yerini bir yumuşama sürecine bırakmış
görünüyor. Türkiye ve AB bir
yıllık yol haritası üzerinde anlaştı. Türkiye’nin tam üyelik süreci
açısından bir yıl içinde karşılıklı olarak atılacak adımlar
belirleyici olacak.
TÜRKİYE’NİN SAVUNDUĞU GÖRÜŞ
Brüksel’de alınan en önemli kararlardan biri de NATO’nun, DEAŞ’la mücadelede koalisyona katılmasıdır.
DEAŞ’la mücadeleye NATO’nun katılması Türkiye’nin öteden beri savunduğu bir görüştü.
Bu görüş karara dönüştü ama çok geç dönüştü.
Türkiye’nin DEAŞ’la mücadelede ve özellikle Rakka operasyonunda, PKK-PYD-YPG’nin değil, ABD ile Türkiye’nin veya NATO güçlerinin devreye sokulması gerektiği tezi kabul görmedi.
ABD, Türkiye veya diğer NATO güçleri yerine PYD-YPG’yle çalışmayı tercih etti. Şimdi, Türkiye’nin itirazına rağmen YPG’yi silahlandırmaya, ağır silahlar da vermeye devam ediyor. PKK-PYD-YPG cephesi, Suriye’de ABD askeri yerine savaşmasının bedelini ise siyasi olarak tahsil etmek istiyor. Önce Suriye’nin kuzeyinde egemenlik kurmak ve sonraki aşamalarda PKK’nın bağımsız devlet projesi için çalışmak.
ABD bu kararı verdikten sonra şimdi de NATO, DEAŞ’la mücadelede koalisyona katılacak.