Türkiye’nin mülteci akınının yanı sıra ciddi bir tehdit altında olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zaman zaman bombalar düşüyor. En son Hazar’dan Suriye’ye atılan ve patlamayan bir füze düştü, patlayabilirdi de. Bu konularda Rusya maalesef hiçbir şeyin hesabını yapmıyor. Rusya’ya yakışmıyor” değerlendirmesinde bulundu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Şili, Peru ve Ekvador’u kapsayan Güney Amerika seyahatine eşlik etme imkânı bulduk.
Erdoğan, gezisinin ilk durağı olan Şili’de beraberindeki
gazetecilerin gündemdeki önemli başlıklara ilişkin sorularına şu
yanıtları verdi:
İYİMSER DEĞİLİM: (Esad’ın 2018’de seçimle gönderilmesi görüşleri
konusunda): Doğrusu ben bu konuda iyimser değilim. Şu anda
Suriye’nin içinde ve dışında olanların hepsi tehdit altında. Hepsi
bir korkunun içinde olacak. BM’nin de samimi davranacağına hiç
inanmıyorum. Cenevre’de samimi davranıyor mu? İşte bu PYD’nin
başındaki kişiyle (Salih Müslim) görüşme yapıp yapmadıkları. Perde
arkası görüşmeler yapıldığı ve oradan sonra ayrıldığı
söyleniyor.
PYD-YPG TERÖR ÖRGÜTÜ İLAN EDİLMELİ: PKK, AB ve ABD tarafından nasıl
terör örgütü olarak kabul ediliyorsa, PYD’nin, YPG’nin de terör
örgütü ilan edilmesi lazım. Bunlar da DAİŞ gibi terör örgütüdür.
Suriye’nin büyük kısmı DAİŞ’in, diğer büyük kısmı diğer örgütlerin
elinde. Rejim ülkenin sadece yüzde 14’üne sahip. Esasen Rusya’nın
ortaya koyduğu kararlılığı diğer koalisyon güçlerinin, BM’nin de
sergilemesi lazım. Ama yapmıyorlar. Mevcut ortamda Esed gibi ihanet
içerisinde olan birinin önünü açmaya çalışmanın doğru olmadığını
düşünüyoruz. ‘2018 seçimlerine katılsın, kazanmazsa kazananla yola
devam edelim’ söylemi riskli olduğu kadar umut kırıcı. Cenevre’den
beklenti var. Ancak bazı gelişmeler pek umut vermiyor. Bazı
tutumlar, oyalama taktiğinin benimsendiğini düşündürüyor. Oysa
artık kararlılığa ve irade koymaya ihtiyacımız var.
PYD’YE SİLAH VERİYORLAR: (ABD ve AB’nin “PYD terör örgütüdür”
ifadesini kullanmaması konusunda) AB şu ana kadar samimi
davranmadı. Hem PKK terör örgütüdür diyorlar hem de belli
mensuplarını Avrupa Konseyi’nde vesaire çıkartıp konuşturuyorlar.
Almanya terör örgütü diyor. Sayın Merkel’e 4 bin dosya verdim.
Hepsinin yargılandığını, hatta dosya sayısının 4 bin 500 olduğunu
söyledi. Almanya’nın terör örgütü karşısındaki duruşunu neye göre
ifade edeceğiz. ‘O zaman sizde yargı bu noktada sağlıklı hareket
etmiyor’ dedim. AB’nin bakışı bu, ondan sonra bedel ödüyor.
Fransa’daki terör eyleminde dünya ayağa kalktı, bizde aynı
hassasiyeti gösteriyorlar mı? ‘Acınız acımızdır, terör örgütünün
karşısındayız’ diyorlar. Ama ondan sonra da PYD denilen terör
örgütüne silah veriyorlar.
GÜNEYDOĞU’DAKİ SİLAHLAR RUS YAPIMI: Mesela Güneydoğu’daki o yoğun
bir şekilde yakalanan silahların tamamı Rus yapımı. Daha önce
batılılara PYD’ye silah vermeyin uyarısında bulunduk, silahların
yarısı DAİŞ’e yarısı da PYD’ye gitti. Bize PYD, YPG, bunlar DAİŞ’e
karşı savaşıyor diyorlardı. Rusların da savaştığını söyledik. O
zaman Rusya’ya iyi diyecek miyiz. İyi terörist, kötü terörist gibi
yaklaşımları var.
ŞU ANDA SABIRLIYIZ: (Rusya uçağının sınır ihlali de düşünüldüğünde,
Türkiye’nin Suriye’ye adım adım çekilmeye çalışıldığı iddiaları var
sorusu üzerine) Ulusal güvenliğimizi korumak durumundayız. Biz şu
anda sınır ihlali yapmadan, top atışlarıyla, angajman kurallarıyla
karşılık veriyoruz. Ama koalisyon güçleri olarak maalesef beklenen
adımlar istenildiği gibi atılmıyor. Beklenen adımları atacak
olursa, inanıyorum ki angajman kurallarına dayalı olarak attığımız
adımlar daha tesirli olacaktır. Biden’ın son ziyaretinde konuştuk.
Fransa ile İngiltere ile de görüştük. Biz sabır ve teenni ile
hareket ediyoruz. Şimdi 23 saniyelik son ihlal NATO hava sahasının
da ihlalidir. Bu nedenle NATO’nun ve bizim aynı anda verdiğimiz
karşı notalar var. Biz şu anda sabırlıyız. Ben Sayın Putin’le
ilgili Dışişleri’ne talimat verdim. Bu konuları görüşebiliriz
dedim. Ama henüz bir dönüş olmadı. Bundan önce ‘Beni aramadı
NATO’yu aradı’ diyordu. Bir defa bu yaklaşım tarzı da yanlış. Biz
böyle bir olayda NATO’yu da ararız, sizi de ararız. Nitekim o
hadisede de Dışişleri Bakanlığımız NATO’yu aramıştır. Ben de aynı
anda Sayın Putin’i de arayın demişimdir. Ama kendileri bize
dönmediler. NATO’yla görüşmelerimizi yaptık ve adımlarımızı attık.
Allah göstermesin bir olumsuzluk yaşanmasını istemiyoruz.
CENEVRE’DEN SONRA OBAMA İLE GÖRÜŞECEĞİZ: (Suriye konusunda gerçek
manada bir koalisyondan bahsedebilir miyiz, gerçek bir karşı duruş
görülmedi sorusu üzerine) Koalisyon aslında var. İncirlik’te şu an
konuşlanmış durumdalar. Zaman zaman zaten oralardan çıkıp gereğini
yapıyorlar. Ama biz bunun çok daha farklı bir noktaya doğru
dönüşümünü arzu ediyoruz. Son yaptığımız görüşmelerin de katkısıyla
mesafe kat edileceğini düşünüyorum. Cenevre görüşmelerinin
ardından, Sayın Obama ile de bir durum değerlendirmesi
yapacağız.