'ULUSAL birliğe en çok ihtiyacımız olan günlerden geçiyoruz' demek beylik bir söz olarak görülebilir ama durum gerçekten de böyle...
Türkiye aynı anda üç büyük tehditle karşı karşıya ve üçüyle aynı
anda mücadele etmeye çalışıyor.
PKK, FETÖ ve DAEŞ eşzamanlı olarak Türkiye’nin ulusal birliğine,
toprak bütünlüğüne ve laik devlet yapısına karşı saldırıya geçmiş
durumda.
Türkiye içinde PKK, FETÖ, DAEŞ’le mücadele ederken, aynı anda bu
örgütlerin dışarıdaki yapılarıyla savaşıyor. Kuzey Irak’taki PKK
kamplarını etkisiz hale getirmeye uğraşırken, Başika’da askeri
varlık bulundurarak Musul kaynaklı sızmaları ve muhtemel göçü orada
karşılamayı hedefliyor, diğer yandan Fırat Kalkanı ile Suriye’de
koridorla sınır boyunca kuşatılmaya engel olmaya çabalıyor.
Bölgede ve dünyada, Türkiye gibi içeride ve dışarıda aynı anda
birden çok tehditle mücadele eden bir başka devlet yok.
PKK-PYD-YPG cephesi Suriye’nin kuzeyinde ABD desteği ile devlet
kurmaya ve Türkiye’den Güneydoğu’yu koparmaya uğraşırken, FETÖ
içeride darbeyle devleti ele geçirip laik düzeni yıkmaya girişiyor,
DAEŞ ve benzeri örgütler ise Türkiye’yi ‘Darülharp’ (Savaş alanı)
ilan ediyor...
Türkiye’nin tarihin çöplüğüne gönderdiği Sevr’i hortlatmak
isteyenlerle, demokratik-laik devletler düzeninden koparıp din
devletine dönüştürme gayretinde olanların birleştiği bir dönemden
geçiyoruz.