ADANA Aladağ'da 11 çocuk, 1 eğitmenin yaşamını yitirdiği yurt
yangını, birçok boyutuyla tartışılıyor.
Bilirkişi raporu gösteriyor ki çocuklar, yangın merdivenine
çıkan kapının kolunun olmaması, binanın ahşap tavanı, duvarlarının
tamamının ahşap, yerlerin halıfleks kaplı olması, gelen ilk itfaiye
aracının yangın merdiveninin üst kata erişmemesi nedeniyle
yaşamlarını yitirdi.
Kaçma seçenekleri bile kalmayan çocuklar, Aladağ’da daha
başlayamadıkları hayata gözlerini yumdu.
Yaralı çocukların ve yakınlarının anlatımları ise tartışmayı bir
başka boyuta taşıyacak nitelikte.
Kamuoyuna yansıyan iki çocuğa ait anlatımlar, bulaşık yıkarken
yangını fark ettikleri yönünde.
Yine çocuğu kısa zaman önce yurttan ayrılan babanın, “Sabah erken
eğitime kaldırıyorlarmış, şartlara dayanamadı” sözleri de öyle.
Ancak görülüyor ki tartışmalarda bu noktaya odaklanmak
istenilmiyor.
Tartışmalar sadece bina güvenliğine, devletin bina güvenliğini
denetleme yükümlülüğüne indirgenmeye çalışılıyor.
Hükümetten gelen, yurtları devletin yapması gerektiği, bu yönde
çalışmaların olduğu, TBMM’de komisyon kurulacağı açıklamaları
konuyu çok yönlü tartışabilmek açısından önemli.
Ancak tek yönlü, sadece bina güvenliği ve buna ilişkin denetimle
ilgili adımların yeterli olmayacağının bilinmesi gerekir.
* * *
15 Temmuz örneği de devletin tüm aşamalardaki öğrenciler açısından
bu yükümlülüğünü yerine getirmesinin zaruri olduğunu ortaya
koyuyor.
Darbe girişimi, uzun yıllardır devletin kimi raporlarına da konu
olan yurt gerçeğini açık biçimde ortaya koydu.
Fetullah Gülen yapılanmasının, Anadolu’nun kasabalarında, il ve
ilçelerinde, özellikle de devletin yurt ve dershane açmadığı
yerlerde okullar, yurtlar, kurslar açarak gençleri nasıl topladığı
tüm tutanaklarda duruyor.
Bu yolla kendisine bağladığı gençleri nasıl takibe aldığı, yıllarca
hiçbir talepte bulunmadan yakından takip ettiği gençlerin
bürokraside önemli yerlere gelmesi için nasıl uğraştığı, günü
geldiğinde bu gençlerden, çocuklardan neleri talep ettiği artık
gizlenemeyen, gizlenmek de istenilmeyen bir gerçek.